“VATAN SİZE MİNNETTAR”
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Edirne’nin tarihine unutulmaz izler bırakan Balkan Savaşları’nın 109. yıl dönümünde bu topraklar için can veren Balkan şehitlerini rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Vatan size minnettar. Ruhunuz şad olsun” dedi.
2022-03-25 10:24:42
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, 26 Mart Balkan Şehitlerini Anma Günü nedeniyle yayınladığı mesajda şunlara yer verdi;
“Bugün huzur ve barış içerisinde yaşadığımız Türkiye’nin en güzel şehirlerinden olan Edirne’miz 1. Murad Hüdavendigar tarafında fethedildiği 1361 yılından bu yana birçok işgaller yaşayarak çok acılar çekmiştir. Edirne, 1912 yılında Balkan devletlerinin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı giriştiği Balkan Savaşı'nda Mehmet Şükrü Paşa'nın kumandasında 155 gün kahramanca savunulmasına karşın, 26 Mart 1913'de işgal edilmiş ve tarihinin en karanlık günlerini yaşamıştır. Kentin düşman eline geçmesi ile binlerce vatan evladı esir düşmüştür. Ecdadımız, düşman dışında baş gösteren hastalıklar ve açlık ile de mücadele etmiştir. Savaş yanında hastalıklar ve açlıklar tarihimizin en büyük felaketlerinden birini yaşamamıza neden olmuştur. Sarayiçinde esir tutulan halkımız ağaç kabuklan yemek zorunda kalmıştır.
Kendisinden kat kat güçlü düşman ordusunu 155 gün tutarak tarihe ismini altın harflerle yazdıran Şükrü Paşa’nın şehrin müdafaası sırasında yazdığı ve askeri teşvik edebilmek adına tüm askerlere okuduğu; “Düşman hatları geçtikten sonra ölürsem kendimi şehit olarak kabul etmiyorum. Beni mezara koymayın. Etimi itler ve kuşlar çeke çeke yesinler. Fakat müdafaa hattımız bozulmadan şehit olursam kefenim, lifim, sabunum çantamdadır. Beni bu mahalle gömeceksiniz ve gelen nesiller üzerime bir abide dikeceklerdir" vasiyeti düşmana karşı Edirne’yi savunma azmini en açık şekilde ortaya koymaktadır.
Açlık ve sefalet altında, cephanenin tükendiği bir anda bile halka ve askere verdiği telkinlerle şehrin kahramanca savunulmasını sağlayan Şükrü Paşa, yardımın gelmeyeceğini anlayınca kenti teslim etmek zorunda kalmıştır. Düşmanın bile hayran kaldığı Edirne savunması, Türk Milleti’nin milli mücadele azminin de canlı kalmasına neden olmuştur. Dünyada eşine çok az rastlanacak emsalsiz bir mücadele sergilemiştir. Hiç kuşkusuz ki bugün huzur içinde yaşadığımız bu şehirde attığımız her adımı, verdiğimiz her nefesi aziz şehitlerimize borçluyuz.
Atalarımızın kanıyla sulanan bu toprakları sonsuza kadar canımız pahamıza koruyacak, ay-yıldızlı bayrağımızı ilelebet dalgalandırmaya devam edeceğiz. Tüm bu duygu ve düşüncelerle başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Edirne’yi kahramanca savunan Şükrü Paşa’yı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha sevgi, saygı, rahmet ve minnet duygularıyla anıyor, milletimizin bir daha bu acıları yaşamamasını diliyorum.”
“Bugün huzur ve barış içerisinde yaşadığımız Türkiye’nin en güzel şehirlerinden olan Edirne’miz 1. Murad Hüdavendigar tarafında fethedildiği 1361 yılından bu yana birçok işgaller yaşayarak çok acılar çekmiştir. Edirne, 1912 yılında Balkan devletlerinin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı giriştiği Balkan Savaşı'nda Mehmet Şükrü Paşa'nın kumandasında 155 gün kahramanca savunulmasına karşın, 26 Mart 1913'de işgal edilmiş ve tarihinin en karanlık günlerini yaşamıştır. Kentin düşman eline geçmesi ile binlerce vatan evladı esir düşmüştür. Ecdadımız, düşman dışında baş gösteren hastalıklar ve açlık ile de mücadele etmiştir. Savaş yanında hastalıklar ve açlıklar tarihimizin en büyük felaketlerinden birini yaşamamıza neden olmuştur. Sarayiçinde esir tutulan halkımız ağaç kabuklan yemek zorunda kalmıştır.
Kendisinden kat kat güçlü düşman ordusunu 155 gün tutarak tarihe ismini altın harflerle yazdıran Şükrü Paşa’nın şehrin müdafaası sırasında yazdığı ve askeri teşvik edebilmek adına tüm askerlere okuduğu; “Düşman hatları geçtikten sonra ölürsem kendimi şehit olarak kabul etmiyorum. Beni mezara koymayın. Etimi itler ve kuşlar çeke çeke yesinler. Fakat müdafaa hattımız bozulmadan şehit olursam kefenim, lifim, sabunum çantamdadır. Beni bu mahalle gömeceksiniz ve gelen nesiller üzerime bir abide dikeceklerdir" vasiyeti düşmana karşı Edirne’yi savunma azmini en açık şekilde ortaya koymaktadır.
Açlık ve sefalet altında, cephanenin tükendiği bir anda bile halka ve askere verdiği telkinlerle şehrin kahramanca savunulmasını sağlayan Şükrü Paşa, yardımın gelmeyeceğini anlayınca kenti teslim etmek zorunda kalmıştır. Düşmanın bile hayran kaldığı Edirne savunması, Türk Milleti’nin milli mücadele azminin de canlı kalmasına neden olmuştur. Dünyada eşine çok az rastlanacak emsalsiz bir mücadele sergilemiştir. Hiç kuşkusuz ki bugün huzur içinde yaşadığımız bu şehirde attığımız her adımı, verdiğimiz her nefesi aziz şehitlerimize borçluyuz.
Atalarımızın kanıyla sulanan bu toprakları sonsuza kadar canımız pahamıza koruyacak, ay-yıldızlı bayrağımızı ilelebet dalgalandırmaya devam edeceğiz. Tüm bu duygu ve düşüncelerle başta Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Edirne’yi kahramanca savunan Şükrü Paşa’yı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha sevgi, saygı, rahmet ve minnet duygularıyla anıyor, milletimizin bir daha bu acıları yaşamamasını diliyorum.”
